بِسْمِ ٱللَّهِ ٱلرَّحْمَٰنِ ٱلرَّحِيمِ

يَتَخَٰفَتُونَ بَيْنَهُمْ إِن لَّبِثْتُمْ إِلَّا عَشْرًا ١٠٣

"Ondan fazla durmadınız" diye aralarında gizli gizli konuşacaklar.

– Elmalılı Hamdi Yazır

نَّحْنُ أَعْلَمُ بِمَا يَقُولُونَ إِذْ يَقُولُ أَمْثَلُهُمْ طَرِيقَةً إِن لَّبِثْتُمْ إِلَّا يَوْمًا ١٠٤

Gidişce en beri benzerleri "bir günden fazla durmadınız" deyince ne diyeceklerini biz biliriz.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَيَسْـَٔلُونَكَ عَنِ ٱلْجِبَالِ فَقُلْ يَنسِفُهَا رَبِّى نَسْفًا ١٠٥

Bir de sana dağlardan soruyorlar, binaenaleyh de ki: Rabbim onları un ufra edip savuracak da.

– Elmalılı Hamdi Yazır

فَيَذَرُهَا قَاعًا صَفْصَفًا ١٠٦

Yerlerini düpedüz bomboş bırakacak.

– Elmalılı Hamdi Yazır

لَّا تَرَىٰ فِيهَا عِوَجًا وَلَآ أَمْتًا ١٠٧

Onda ne bir eğrilik ne bir yumruluk göremiyeceksin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

يَوْمَئِذٍ يَتَّبِعُونَ ٱلدَّاعِىَ لَا عِوَجَ لَهُۥۖ وَخَشَعَتِ ٱلْأَصْوَاتُ لِلرَّحْمَٰنِ فَلَا تَسْمَعُ إِلَّا هَمْسًا ١٠٨

O gün davetçiye ivicasız tebeiyyet edecekler öyle ki Rahman’ın heybetinden sesler kısilmıştır, artık bir hışıltıdan başka bir şey işitmezsin.

– Elmalılı Hamdi Yazır

يَوْمَئِذٍ لَّا تَنفَعُ ٱلشَّفَٰعَةُ إِلَّا مَنْ أَذِنَ لَهُ ٱلرَّحْمَٰنُ وَرَضِىَ لَهُۥ قَوْلًا ١٠٩

O gün şefaat faide vermez, ancak Rahmân’ın izin verdiği ve sözüne razı olduğu kimse müstesnâ.

– Elmalılı Hamdi Yazır

يَعْلَمُ مَا بَيْنَ أَيْدِيهِمْ وَمَا خَلْفَهُمْ وَلَا يُحِيطُونَ بِهِۦ عِلْمًا ١١٠

O onların önlerindekini ve arkalarındakini bilir, onlar ise onu ilmen ihata edemezler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَعَنَتِ ٱلْوُجُوهُ لِلْحَىِّ ٱلْقَيُّومِۖ وَقَدْ خَابَ مَنْ حَمَلَ ظُلْمًا ١١١

Ve bütün yüzler o hayyü kayyuma baş eğmiş ve bir zulüm yüklenen cidden hâib olmuştur.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَمَن يَعْمَلْ مِنَ ٱلصَّٰلِحَٰتِ وَهُوَ مُؤْمِنٌ فَلَا يَخَافُ ظُلْمًا وَلَا هَضْمًا ١١٢

Her kim de mü'min olarak salih amellerden işlerse o vakit o, ne bir zulümden korkar, ne çiğnenmeden.

– Elmalılı Hamdi Yazır

وَكَذَٰلِكَ أَنزَلْنَٰهُ قُرْءَانًا عَرَبِيًّا وَصَرَّفْنَا فِيهِ مِنَ ٱلْوَعِيدِ لَعَلَّهُمْ يَتَّقُونَ أَوْ يُحْدِثُ لَهُمْ ذِكْرًا ١١٣

Ve işte onu böyle Arabî bir Kur'an olarak indirdik ve bunda vaîydden türlü şekilde tekrar yaptık, ki belki korunur takvâ yolunu tutarlar, yahud da o, onlara bir zikr ihdas eyler.

– Elmalılı Hamdi Yazır

AYARLAR
Okuyucu